İlk kez gördüm seni… İlk kez o minik gülüşünü, o sessiz bakışını, o derin up uzun hayallerini ilk kez bu gün gördüm.
Küçük minicik adımlarla usul usul tanımadığın yabancı bir ben’e doğru ürkek ürkek geliyordun o kalabalık tramway istasyonundan… Kalabalığın arasından birilerinin sana yardım etmesini bekliyordun sanki düşmemek için… Başındaki o kutlu tacınla öyle güzel görünüyordunki sana bakarken gülümsememek elimde değildi…
Adımların bitti, geldin…
Hoşgeldin’e Hoşbulduk dedin, hoşbuldun mu bilmem ama benim bu fakir, bu soğuk misafirhaneme sıcak yüreğinle geliverdin işte… Hiç bir şeyim yoktu ve hiç bir şey bilmiyordum hakkında tek bildiğim o güzel gülüşün altında asla bir siyahlığın olmayışıydı…
Oturduk, havadan sudan ordan burdan derken uzunca anlattık saçma sapan şeyleri bir birimize. İlk günden tavrını koymuşdun bile… Öyle değil, böyle demelerin korkutmuştu beni…
Ben yalnızca sana bakıyordum. Gözlerine, gülüşüne, masumluğuna ve güzelliğine… Aşık olmaktı galiba adı beceremiyordum…
Vapur yanaşmış ve seni almaya gelmişti, erkeklikten ser vermeyen ben seni yalnız asla gönderemezdim, ilk kez hayallerini kurabileceğim bir vapur sefası yapmıştık. Cahilliğin gözü kör olsun nasıl bir cesaret verdiyse fotoğraflarını makinayı test etme bahanesi ile ardı ardına çekiyordum, sonra onlara bakıp gecelerce iç çekiyordum.
Artık ilk ayrılık vakti yaklaşmış ve sen, ve sıcacık gülüşün, ve umutlarım, ve hayaller, ve dünya, ve hayat, ve aldığım nefes gidiyordu…
Yalnız kalmıştım ve o günden beri tek hayalim seni bir kez daha görebilmek olmuştu…
Mutlu sona doğru :)
Cok yakinda hergun gorusecegiz :)