"Enter"a basıp içeriğe geçin

Ay: Temmuz 2009

Tevbe’ye “Tevbe” Vaktidir!

Gözümün gördüğü, göremediği tüm mevcudatı yaradan, en güzel şekilde biçimlendiren, nimetullahı bizlere ihsan eden güzel Allah’ım… Tevbe kapıların hep açık… Kaç kez daha gireceğim bu kapıdan? Bir günah için bin bir kere gireyim diyemi açık bıraktın tevbe kapılarını?! Allah’ım… Arsız, uslanmaz nefsimin kulağıma fısıldadığı vesveselerle yanıyor içim… Kurtar beni… Kurtar Ya Rabb! Kurtar bu karmaşık alemden… Al beni… Saf, duru, temiz, günahsız, günahın adının dahi anılmadığı meskenlere al… Gözlerimi, ellerimi, dudaklarımı, kulaklarımı ve tüm azalarımı terbiye et Rabb’bim… Ne geleceği nede geri getiremeyeceğimi düşünmek istemiyorum! Yalnız o’nunla Sen’de olmak Sana kulluk etmek istiyorum… Cennet bahçelerinin bahçıvanı olup bütün gülleri budamak ve bu gülleri kalbimi ısındırdığına vermek  istiyorum Rabb’bim… Biliyorum bunun için çok çalışmam gerekiyor ama bana bu çalışma azmini yine sen vereceksin…

iki kelime

 

Dilimin ucunda iki kelime düğümlü sana sakladığım… Sürekli boğazıma gelen ve orada ateşler yakan bu iki kelime ne vakit gözlerin gözlerime değse kalbimde depremler yaşatıyor… Ne oluyor ya hu demeye bile fırsat kalmıyorki bu iki kelime bu defa dilimi bağlıyor, beni susturuyor…

iyi ki geldin yarınlarıma…

Up uzun geceler, bitmek bilmeyen bekleyişler ve sıradan günlerin yorgunluğu içinde ansızın geldin hayatıma… İnsan bir kapıyı çalar ya hu böyle pat diye, böyle kurtarırcasına, böyle özlercesine gelinmez ki hiç bir Aşk’a! Habersiz geldin yarınlarıma… Farkına yalnızca mutluluğumda varabildim haytıma girişinin…

Ya Tevvab…

 

“Tevbe Ya Rabbi! Hata rahına gittiklerime
Bilip ettiklerime, bilmeyip ettiklerime.”

Ya Tevvab…
Ben bu fakir halimle haddimi bilemeden bin bir günah işler dururum… Sen ise hiç bir an beni yalnız bırakmadığın gibi kapına gelip “Tevbe” dediğimde şayet samimi isemde beni asla gerçi çevirmedin… Bin bir defa Tevbe dedim bin bir defa bozdum Tevbelerimi… Ama yine geldim kapına ve yine sen buyur ettin beni secdene…