“Tevbe Ya Rabbi! Hata rahına gittiklerime
Bilip ettiklerime, bilmeyip ettiklerime.”
Ya Tevvab…
Ben bu fakir halimle haddimi bilemeden bin bir günah işler dururum… Sen ise hiç bir an beni yalnız bırakmadığın gibi kapına gelip “Tevbe” dediğimde şayet samimi isemde beni asla gerçi çevirmedin… Bin bir defa Tevbe dedim bin bir defa bozdum Tevbelerimi… Ama yine geldim kapına ve yine sen buyur ettin beni secdene…
Ya Rabbi…
Yalnız Tevbe’nin şükrünü eda etsek yine yetişemeyiz… Sen’in merhametinle tecelli ettiğin bu kullar “Tevbe” lere sadık kalacaklar… Vaktin içinde bulunduğumuz mübarek ayların, mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine Tevbe lerimizi kabul olanlardan eyle…
Ömrüm su gibi geçerken elimde…
Dilimde hece hece Allah…
Tevbeestağfirullah… Tevbeestağfirullah… Tevbeestağfirullah…
Dua buyrunuz canlar…
Mes’ud
Muaz ibn i Cebel, Resulullah(sav) efendimize şöyle sordular;
“Tevbe-i nasuh nedir ya Resulullah?”
Resulullah efendimiz cevaben; “Tevbe; Allah’a tevbe edenin, tevbe ettikten sonra, sütün memeden
çıktıktan sonra, bir daha ona dönemeyeceği gibi, günahlara dönmemesidir.”
Hz. Mevlânâ beşinci ciltte bu hadis-i şerifi tefsir ederek şöyle buyuruyor:
“Tevbe üç kısımdır. Birincisi, tevbe-i avam. İkincisi tevbe-i havas. Üçüncüsü tevbe-i ehass-ı
havas’dır. Zünnûn hazretleri şöyle buyurdular: ‘Avamın tevbesi, zulmetten kurtulmak içindir. Havasın
tevbesi, gafletten kurtulmak içindir. Ehass-ı Havas’ın tevbesi ise, herşeyi Allah’tan bilip, her türlü yaptığı şeyden kendini yok saymak ve Allah’ı müşahede etmek içindir.’ Zira, ehass-ı havas olan
kimseler, hayratı, hasenatı, ibadetleri ve taâtleri kendilerinden bilmezler. Ve ortada kendilerini
görmezler.
Revim’in dediği gibi; “Asıl tevbe, tevbeden tevbe etmektir.”
İsmail Ankaravî Dede
Minhacü’l Fukara adlı eserden
ellerim, dilim, gözlerim, bütün azalarım tevbe ederken neden durur şu kalbim, neden durur şu aklım ………………………………………………………………………………….haydin tevbe kapılarımız çoktandır aralanmış bizi biz günahkar kulları arınmaya, temizlenmeye, ak, pak olmaya davet ediyor…
aklanıp paklanmak vaktidir vakit şafak vaktidir…
vesselam…
site de çok güzel yazıları da müzikleri de…
maşaAllah…
Tevbe… hele ki şu mubarek aylarda…
“göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
affet senden habersiz aldığım her nefesten…”
Üstad’ın söylediği gibi…