"Enter"a basıp içeriğe geçin

Ay: Nisan 2006

Gül niçin dikenlidir?

Gül niçin dikenlidir?
Niçin güle dokunmak için dikenler batmalıdır elinize
Hiç düşündünüzmü?
Ne anlatır bu size?
Evet; aşkın yolu dikenlidir, sarptır, ıstıraplıdır.
“Nefsinizi kanatmadan, kanınızı yere akıtmadan SEVGİ GÜLÜNE erişilmez, öyle değilmi?

“biz” siz beykoz sahilleri..


İşte geldik meleğim.. Sağıma otur.. Hoş nereye oturursan oturur ben seni görüyorum ya.. Görüyorsun dimi şu sonsuz maviliği.. deniz çarşaf gibi olmuş bizi seyrediyor, martılar bizi selamlarcasına bağrışıyor.. Gökyüzünün sessiz maviliği üzerimizde sanki bir sahne ışığı..

Sen seversin denizi meleğim.. bu nedenle seni hep buraya getiririm.
Bak bu bank bizim bitanem. Hep bu bank da otururuz.. Bu sahil o kadar ıssız ve kimsesizdir ki buranın kimsesi sadece biziz meleğim.. Kim bilir belkide sevdiğinle kaç kez adımlara boğdun bu ıssız sahili.. Hani bir gün olurda bu sefer gerçekten gelirmiyiz seninle buraya.. Yo yo dayanamam. Ben ki Hayal in ile saadeti bulabilmişim bir de ellerin, birde sen.. Hayır meleğim dayanamam buna..

Ya Sen Ya Yalnızlık..

Benden vazgeçen hayatı bir sözünle geri verdin bana. Seni bulup bulup yitirdiğim geceleri, korkuyla beklediğim sabahları unuturum artık..
Hayallerle uyuyup ağlayarak uyandığım kabuslar son bulacak şimdi.
Sabahlara kattığım gecelerde bir ümidim olacak. “Seni yaşamak” gönüllü adadım ömrümü bu aşk’a..!
Dualarım, isteğim ömrümün geri kalanı öyle uzun olsun ki benden esirgediğin aşkını doya doya yaşayabileyim.. Ben yarım kaldığımız o yolda bekledim usanmadan.. Bir gün döneceğini bileek bekledim inatla..!