Yüreğim Seni Çok Sevdi.

Yüreğim seni çok sevdi…
O yürek talan..
O yürek yangın yeri..
O yürek seni istiyor..
Bir tek seni…

Diyen bursalı genç murat aslı’sına kerem olmuş fakat hayatta bazı doğrularını asla yenemeyeceğini düşünen aslı murat’a yalnızca soğuk bir sevgi ile bağlı olduğunu düşünüyordu.. Aslı Murat için Bursa’ya gitmedi, gidemedi. Ama Murat Aslı için herşeyi feda etti. Aslı hiçbirşey yokmuş gibi ortada Muratını bırakıp Amerikalara okumaya gitti. Okuyacak tahsil görecek ve kariyer sahibi bir bayan olacakdı aklınca ama yetmedi. Kariyer yalnızca cebini sevindirdi yüreğini değil. Önceleri Amerikada bulunan türk dostları sayesinde çok keyifli günler geçiren aslı zaman la arkadaşlarının Türkiye’ye dönmesi ile yapayalnız kaldı. Aslı Muratını ezdi. Amerikalı Robin ile evlendi. Mutluydular herşey başta çok güzeldi.. Bunu duyan Murat’da hayatına bir yön vermek için evlendi ve bir kızı oldu.. Yıllar geldi geçtii.. Robin tam bir kumarbazdı! Öyleki Aslı ile gittikleri tatillerde Aslı’yı otel odasında bırakıp kumarhanelerde sabahlıyordu. Bu yalnız gecelerde Aslı kendi kendine bitmek tükenmez sorular soruyordu! Etrafın da hiç Türk kalmayan aslı kendini uğraştıracak birşeyler aradı ve Doktora yapmaya karar verdi! Yetmedi. Aslı bunaldı Amerika bir Türk’ün vatanı olamazdı zaten! Aslı Robin den de hayli sıkıldı çünkü aralırdaki evlilik yatak odası, mutfak ve sohbet evliliği idi! Aslı robin i karşısına aldı ve boşandılar! Nihayet Aslı yıllar sonra herşeyini bıraktığı vatanına Türkiye’ye geldi! Ve bir konferans’a davet edildi. Konferans Bursa da idi ve konferansda ki konuşmacılar arasında Murat da vardı. Konferans’a gitti Muratla yabancı gibi sohbet ler etti. Ama ikisininde gözleri yangın yeriydi. Ertesi gün Murat o yıllar önce gittikleri Bursa’nın en güzel yerlerinden olan Tirilyeye Aslı’sını davet etti.

Tirilyede Aslı ve Murat o kadar yaşanmışlığın ardından başbaşa karşı karşı ya idiler.

İkiside kahvelerini yudumlar iken.

Murat sordu:  Neden ayrıldın kocandan?
Aslı: Beraberliklerinde bir ömrü var, o ömür dolunca ayrılmak kaçınılmaz oluyor. Çok sürmeyeceği baştan belliydi ama , ilk adımı atarken kestiremiyor insan.

Aralarında geçen sohbet Murat’ın çalan telefonu ile bölünüyor.
Murat telefonu açar:  Kızım! Nasılsın bitanem? Nasılsın Aslım!!!!!!
Aslı gerisini duymaz bile.. ASLIM!
Murat kızının adını ASLIM koymuşdur.

Ve Aslı’nın şaşkın bakışlarına doğrultarak kelimeleri murat konuşur:
“Evet , Aslım dedim O’na! Her solukda özgürce Aslım, diye haykırabilmek için… Son nefesimi verirkende duduklarımda adının olacağından eminsin artık değil mi?

Artık çok geç Murat! Çok geç…
Yüreğim seni çok sevdi demişdin. Fazlasıyla kanıtladın. Bu kadarını yapamadım ben. Yüreğimdeki sevgiyi yüreğime gömdüm.
Senin adında hep bende yaşayacak.
Ama… Şairinde dediği gibi…

bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
KAYBETMEK İÇİN ERKEN, SEVMEK İÇİN ÇOK GEÇ…