"Enter"a basıp içeriğe geçin

yazılıp silinenlere ithafen

Yaşlandıkça ya da yaş aldıkça artık anlatmak yerine duygularına tercüman arar oluyorsun. Artık anlatmak yerine anlatanı arıyorsun… Vakti Zamanında yazılanları tekrar yazmak yerine artık kendini buluyorsun dizelerde, sözlerde. Sormasınlar artık, anlasınlar istiyorsun.

Çok uzun zamandır yazıyorum buralara, bir sokak lambasında başlayan can verme hevesi bugünlere kadar geldi… Çok uzun zamandır anlamaya çalışıyorum, çok uzun zamandır soramıyorum kimselere, çok uzun zamandır bilmiyorum. Bu filmin sonunu hiç merak etmeden izlemeye devam ediyorum.

Bu sitede esasında önemli olan yazılanlar değil, yazım esnasında yazılıp silinenlerdir…

Tercümanımız, büyüğümüz, Cemal Safi’nin çok güzel iki eseri var, hangisini paylaşmak daha doğru olur bilemedim. Şimdilik bu geldi içimden, hep birlikte söylemek temennisiyle sevgili okur.

Yıldızlara baktırdım fallara çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa
Pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa

Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak?
Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak
Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak
Seni sarmam imkansız rüyalarım olmasa

Sevmesem özler miyim seni can pahasına
Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına
Adını söyleyemem senden bir başkasına
Seni sormam imkansız rüyalarım olmasa

Düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam
Sana değil, saçının bir teline kıyamam
Yıllar sonra dönsen de ‘nerde kaldın’ diyemem
Seni kırmam imkansız rüyalarım olmasa

Yalvarırım mektup yaz beş dakkanı ayır da
Su serp yanan sineme sağlığını duyur da
Yaban gülü gibisin dağda, kırda, bayırda
Seni dermem imkansız rüyalarım olmasa…

Cemal Safi

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir