Öyle diplere düşmüş, öyle serseri, öyle sessiz, öyle fakir bir halde dolanırken birden ışıkları yaktın!… Sen geldin, geldin ama yanında büyük bir ateşide bana getirdin. Hoşgeldin, safalar getirdin ama ateşini nedeng getirdin? Üzülme sana sitem etmiyorum, sitemim yalnızca ateşine, o bakışlarındaki kor alevlere, o gülüşündeki alevlerin sıcaklığına, o duruşundaki közlere, o son sözlerdeki kıvılcımlara, o adanmışlığındaki alevlere… Güzel Meleğim, Cennet misalim, Sevgilim… Beni affet, beni her gün her saniye affetmeni istiyorum senden. Farkındayım yazdıklarımı okurken hep korkutuyorum sözlerimle seni ama korkma! Beni affetmeni isteyişim bir hatadan ötürü değil yalnızca bu safa bu temiz bu parıldayan gözlerini hak etmeyişimden.
Seni hep mutlu görmek isteyişimden.
Yanımdasın evet fakat sanki dünya’nın öbür ucundasın da ben seni uzaklardan mutlu etmeye çalışıyorum.
Yanımdaki hasretim, sabret…
İlk Yorumu Siz Yapın