Her şey normal gibi davranıp içinde yangını körüklemenin bir diğer adı özlemekmiş meğer. Güne her zamanki gibi başlayıp, gülüp eğlenip olur olmaz yerde olur olmaz vakitte gözlerinden yaşın akmasına deniyormuş özlem.
SendenKalan Kalan Ne Varsa
Her şey normal gibi davranıp içinde yangını körüklemenin bir diğer adı özlemekmiş meğer. Güne her zamanki gibi başlayıp, gülüp eğlenip olur olmaz yerde olur olmaz vakitte gözlerinden yaşın akmasına deniyormuş özlem.
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.
Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.
Dilsizler haberini kulaksızlar dinleyesi
Dilsiz kulaksız sözün can gerek anlayası
demiş Yunus. Ah Yunus. Şuncacık kelimelerle bir destan anlatmazmısın ah… Bir kız var bana emanet bir önceki yazılarımda bahsettiğim ama anlatamadığım bir kız. Evlat demişler bence daha ötesi. Dost, sevgili, hasret güzel olan ne varsa, güzel olan ne dersen yakışıyor. Armağanda diyebiliriz ama ben genelde Emanet demeyi uygun görüyorum zira bu kadar büyük bir nimeti hakedecek bir vasfım yok benim. Bu olsa olsa bir emanettir diyorum.
Kızım. Canımın parçası. Gönlümün bahçesi… Gülüşünün cennet, gözyaşının cehennem olduğu güzel misafirim. Bu yazdıklarımı okuduğunda kaç yaşında olursun bilmiyorum yada tam manasıyla anladığında yaşın kaç olur nerede olursun kestiremiyorum ama bunları sen daha 2 yaşındayken İngiltere’de büyükbabanın sallanan koltuğunun hemen arkasındaki küçük bir masadan yazıyorum sana. Geçen sene geldiğimizde kendisine sürekli güldüğün, bütün masasını dağıttığın, sana uzun uzun bakan ve içten içe hüzünlenen büyükbabanın masasından. Bu sene artık aramızda değil o, ama sen son bir kez daha onun evine geldin…