"Enter"a basıp içeriğe geçin

Dünyadaki En Büyük Satıcı

sendenkalan_debs1.JPG

Ben Mucizeyim!

Çalışmalıyım! Çalışmalıyım! Çalışmalıyım!
Durmadan nefes bile almadan o beni tembelliğe iten kötü ruh ne zaman yanıma gelse onu def ederek çalışmalıyım! Lise mezunu, ilköğretim mezunu ya da hiç okumamış olabilirim ama çalışırsam istersem yapabilirim! Eğitim muhakkak ki son derece önemli! Lakin İnsan bir mucizedir! Ve Ben istersem bir çuval prinç tanesi kadar altına sahip olabilirim! Harekete geçmek! Evet harekete geçmeliyim! Kursa gideceğim, dil öğreneceğim, ehliyet alacağım ya da benzeri bir çok hedefi harekete geçmeden asla başaramam! Harekete geçmeliyim!

“Ben başarıya açım. Mutluluğa ve huzura susamışım. Harekete geçmezsem, başarısızlık ve sefalet dolu uykusuz gecelerde yitip giderim.”

Evet Dünyadaki En Büyük Satıcı kitabını ilk okumaya başladığımda hayatımda birşeylerin değişeceğini anlamıştım ve kitap bittiğinde yatakda yatan bir yığın etten ibaret olmadığımı, bu dünyada yalnızca ben varım diyebilecek kadar dik durabileceğimi anladım! Tüm meslektaşlarım kardeşimdir! Ama ben onların hepsinin efendisi olacağım! Evet bu iddaa dolu sözleri gerçekleştirmek zor değil anladım! Çalışmalıyım hemde hiç durmadan!

Kitap öğütlerle hayata yön veriyor her parşömen bir başka güzellikde ve en beğendiğim parşömen kitabın sonunda 10 Numaralı parşömende!

Buyrun;

10 Numaralı Parşömen DUA

Büyük bir felaket ya da keder anında Allahına sığınmayacak kadar imanı zayıf olan var mıdır? Tehlike, ölüm ya da olağan deneyim ve kavrayışı aşan muamma karşısındayken onun adını haykırmayan var mıdır? Tehlikeye maruz kalan bütün canlıların ağzından fışkıran bu derin içgüdü nereden geliyor?

Elinizi başkasının gözleri önünde hızla hareket ettirin, kirpiklerini kırpıştırır. Birisinin dizine hafifçe vurun, bacağı havaya fırlar. Korkunç bir olayla karşılaşan kişi, aynı derin refleksle haykırır “Allahım!”

Tabiatın bu en büyük gizemini kavramak için hayatımın dine adanması gerekmiyor. Yeryüzünde yürüyen insan dahil bütün yaratıklar, yardıma çağırma içgüdüsüne sahiptir. Bu içgüdüye, bu armağana niçin sahibiz?

Haykırışlarımız bir çeşit dua değil midir? Tabiat kanunlarının işlediği bir dünyada kuzunun, katırın, kuşun ve insanın yardıma çağırma içgüdüsüne sahip olması, bunu duyacak ve cevap verecek ilahi bir gücün bulunması akıl ermez bir şey değil midir?

Bundan böyle dua edeceğim.. Ancak yardım talebim yalnızca yol gösterilmesi için olacaktır.
Hiçbir zaman bu dünyanın maddiyatı için dua etmeyeceğim. Yiyecek getirmesi için bir hizmetkâra seslenmiyorum. Bir hancıdan oda vermesini istemiyorum. Hiçbir zaman altın, aşk, sağlık, zafer, şöhret, başarı ya da mutluluk istemeyeceğim. Yalnız ve yalnızca bunlara sahip olabilmem için bana yol gösterilmesi adına dua edeceğim ve dualarım her zaman kabul edilecek.

Aradığım yol gösterme gerçekleşebilir ya da gerçekleşmeyebilir, ama her ikisi de bir cevap değil midir? Bir çocuk babasından ekmek ister ve ekmek yoksa, baba çocuğa cevap vermiş sayılmaz mı?

Bana yol gösterilmesi için dua edeceğim ve diyeceğim ki:
Her şeyi yaradan, bana yardım et. Çünkü bugün çıplak ve yapayalnız, dünyaya çıkıyorum ve senin bana yol gösteren elin olmaksızın başarıya ve mutluluğa giden yoldan uzaklaşabilirim.

Ne altın, ne giysiler ve hatta ne de yeteneğime uygun olanaklar istiyorum. Onların yerine bana olanaklarıma uygun yetenekler kazanmada yol göster.

Aslana ve kartala dişleriyle ve pençeleriyle nasıl avlanıp kazanacaklarını öğrettin. Bana sözlerle nasıl avlanacağımı ve sevgiyle nasıl kazanacağımı öğret ki, ben insanların arasında bir aslan ve işyerimde bir kartal olabileyim.

Bana engeller ve başarısızlıklar arasında alçakgönüllü kalmada yardım et, ama zaferle gelecek ödülü gözlerimden saklama.

Başkalarının yapamadığı görevler ver bana; onların başarısızlıklarından başarı tohumları toplayabilmem için yol göster. Ruhumu dindirecek korkular ver bana; kuruntularımla alay edecek cesareti bahşet.

Hedeflerime ulaşmaya yetecek kadar gün ihsan eyle bana; bugünü son günümmüş gibi yaşamama yardım et.

Sözlerimi meyve vermeleri için yönlendir; kimse iftiraya uğramasın diye dedikodudan alıkoy beni.

Tekrar tekrar deneme alışkanlığı ile beni disiplinli kıl; ortalamalardan yararlanmanın yolunu göster bana. Bana olanakları tespit etme çevikliğini bahşet; gücümü artıracak sabır ver.
İyi alışkanlıklarla yıka beni ki kötüleri boğulsun gitsin; başkalarının zayıflıklarına karşı merhamet ver. Her şeyin gelip geçici olduğunu öğrenmem için bana acı ver; bugünkü şükranlarımı saymam için bana yardım et.

Beni nefrete maruz bırak ki o yabancım olmasın; yabancıları dostlara dönüştürmek için kasemi sevgiyle doldur.

Bütün bunlar senin iradendir. Asma kütüğüne sımsıkı tutunmuş küçük ve yalnız bir üzüm tanesi olmama rağmen beni herkesten farklı kıldın. Demek ki, benim için özel bir yer ayrılmış bulunuyor. Bana yön ver. Yardım et. Bana yol göster.

Bu dünya bağında filiz sürmem için tohumum senin tarafından seçilip atıldığında benim için ne öngördüysen, hepsini olabileyim.
Bana yardım et.

Allahım, bana yol göster.

Dünyadaki En Büyük Satıcı – Og Mandino

Og Mandino 22 dile çevrilmiş ve 36 milyondan fazla satmış 28 kitabın yazarıdır. Esinlendirici kişisel gelişim kitapları alanında dünyanın en çok okunan yazarı olan Og Mandino aynı zamanda İngilizce konuşan dünyada en sevilen konuşmacılardan biridir. Önemli olan bugün ne olduğunuz değil, yarın neye başlayacağınız. Deve çobanı küçük Hafid’in ustası büyük tacir Patros’dan devraldığı, başarı ve mutluluğun sırlarını gizleyen on parşömen… Hafid’i Dünyadaki En Büyük Satıcı yapan yüzyılların bilgeliğini içeren hayat felsefesi… Aslında hepimiz bir “satıcı” değil miyiz? Hayattaki başarı ve mutluluğumuz büyük ölçüde kendimizi başkalarına nasıl “sattığımıza” bağlı değil mi? Hafid’i başarılı kılan ilkeler size de yardımcı olacak ve coşkuyla hayatınızı dönüştürmeye başlayacaksınız.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir