Alaşara nur demekmiş. Gün ışığı anlamınada gelirmiş aynı zamanda. Benim için anlamı başka. Tam hayallerimdeki gibi… Uzakta ama yakında, yakında ama bilinmeyen, bilinmeyen ama bulunan… Aramakla bulunmaz fakat bulanlar arayanlardır. Burasıda öyle bir yer.
Sakarya’nın Memduhiye Köyünde eve benzeyen ama aynı zamanda yanından derenin aktığı karşısında tavukların koşuştuğu güneşin çok yakmadığı rüzgarın güzel estiği gürültünün olmadığı ama muhabbetin bol olduğu soruların olmadığı ama cevapların bolca bulunduğu bir yer burası. Özel bir yer. Herkesin bilmediği gizli özel müşterilere ayrılan bir köşe gibi. Gittiğinizde genelde kimsenin olmadığı gitmeden mutlaka aranılması gerektiği ve ‘geliyoruz çayı koyalım’ dediğimiz cennetin milyonda bir tezahüründen bir parça nasiplenmiş özel bir kafa dinleme tesisi tadında. Allah’ın nasip eylediğini bir birinden güzel nimetleri en leziz haliyle bir araya getiren ve nazik bir sunumla evvela aç gözlerimizi doyuran naif bir yer. Allah muhafaza canınız çeker nefsinize yenik düşüp iç geçirirsiniz evvela davet edelim şayet varsa niyetiniz beraber gidelim.
Tek gidilmez. İlla dost meclisi kurulmalı bu mekanda. İrfan olmalı, Sertaç Olmalı, Birde mutlaka bir misafir olmalı. Misafir olmalı zira bereketi getiren odur. İki kişi pek tadı olmaz. En az dört kişi gidilmeli. Biri çayı doldururken diğeri sohbeti açmalı çok konuşan ama kafiyesi düzgün bir dostunuz olmalı burada. Beyefendi denmez Merhaba denir burada. Anne gibi bir hava var çalışan hanımablalarda. Çalışan abiler abimiz gibi.
Uzakta işte. En güzel tarafı bu. Sizede bildireyim istedim. Gitmek isteyenlere bire bir ilaç burası. Kendine dönmek kısada olsa bir restart atmak isteyen varsa gitsin.
Zaten Aşık Veysel özetlemiş olayı.
Sana verebileceğim pek bişey yok aslında; Çay var içersen, ben var seversen, yol var gidersen.
Tam olarak neresi burası mekanın ismi nedir.
Sakarya – Kayalar’da bir yer. Google’ladığınızda çıkıyor adresi.