Satırlar satırları kovalarcasına okurken kitabımı “Aslolan Aşk’tır Hayatta Gerisi Laf’ü Güzaf.” satırında kala kaldım. Fuzuli söylemiş. Aslolan Aşk tır hayatta gerisi boş söz. Anlayana ne ala.. Hayatta esas murşid aşık olmaktır. Aşık olup kör olmak kör olup herşeyi onda görmektir. O’ndan öncesini yaşanmamış saymak O’nunla yeniden doğup tüm kaybettiklerin için helallik istemektir. Aşk suyun susuzları aradığı gibi safdır. Aşk gönülde lale dir. Lalenin Anlamı Allah dır Allah Aşkın Aşkıdır.
Allah Aşkdır.
Mesut ÇELİK
Evet gerçekten öyle Mesut.
Gerçek aşk O’na olan Aşktır. Yalan dünyada aşık olduğumuzu sandığımız insanoğulları bizi yapayalnız bırakıverdiklerinde anlıyoruz genelde bunu.. Şöyle ki; aşık olunan insanoğlu, aşık olan zaatı bırakır, ama Allah(c.c.) hiç bir zaman bizi yarı yolda bırakmaz.. Yeter ki ona GERÇEK AŞK ile bağlanalım.
Yazı gerçekten çok anlamlı.. teşekkürler.
Hep sölediğim bişey var.Gönlünde Allah sevgisi olmayan kimse aşık olamaz. Eğer Allah aşkı yoksa kalbinde gerisi de yalandır diye. Eğer yüreğinizde Allah sevgisi varsa ne güzeldirki Sevdiğinizide GErçekten seviyosunuzdur. En önemliside Aşka Aşık olmak herhalde… Muharrem ERİN de söylediği gibi Mevlam bizi Hiç Ama Hiç Terketmez Bırakmaz Ve Bağışlar…
Mesut bey; sitenizin yeni tasarımı hayırlı olsun. Mevlam daha güzel yazılarınızı bu yeni sitede yazmanızı nasip eder. Her yeni bir başlangıç, yeni şeyler hep mutluluk getirir. Hep mutlu olmanız dileğiyle…
Bir yandan geçmişe bakarken bir yandan da neyin eksik olduğunu aradım hayatında hep.Meğer aşk ve ilimmiş yitiğim.Bulmam ve bulmamız duasıyla…Maşukunuza emanet olun…
Boşverince anladım boşkukta sallanıyormuşum….Evet Allah aşkın aşkıdır!yeni tasarımınız güzel olmuş, başarılar mesut bey.
“Aslolan Aşk’tır Hayatta Gerisi Laf’ü Güzaf.”
o kadar doğru ki bu cümle…
şu sıralar yaşadıklarımla daha iyi anladım bunu..
beşere olan aşk gelip geçiyor mutlaka..belkide biz aşkı yanlış şeyde arıyoruzdur aslolan Allaha duyulan aşk ve en güzeli de bu olsa gerek…
Ewet Fuzuli çok güzel belirtmiş…
Asl olan Aşktır.Allah asıklarına selam olsun…
bu güzel yazıdan sonra bir sohbette dinlediğim hikaye geldi aklıma..
Ülkenin birinde fakir bir genç varmış ve o ülkenin padişahının kızına aşık olmuş..Ama onun ki öyle bi aşkmış ki genç hergün aşkından yanarmış ve padişahın kızına nasıl ulaşabileceğni düşünürmüş.uluşsa kıza ne diyecek onuda bilmiyormuş.Bu aşk ateşiyle yanan genç derdine derman aramak için yollarda gezerken o şehirde yaşayan bir alimin kapısını çalmış ve akıl istemek için derdini anlatmış..ve o alim gence gidip şehrin kapısında oturmasını ve 40 gün AALAH kelamından başka söz söylememesini derdine ancak böyle derman bulabileceğni söylemiş.Genç alimin dediğine aynen uymuş şehrin kapısına oturmuş. ve ona ne sorarlarsa sorsunlar herşeye ALLAH diyormuş tabi bu halkın dikkatini çekmiş nasıl bir divanedir diye konuşmalar başlamış bu böyle padişahın kulağına kadar gitmiş.Padişahda merak etmiş nedir bu gencin derdi ki ALLAH’TAN başka bişey demiyor diye kalkmış gencin yanına gitmiş..padişah sorular soruyomuş genç ALLAH diyormuş.padişah sordukça genç daha çok bağırarak ALLAH diyormuş..
Padişah sonra gence ev istiyorsan ev vereyim.altın vereyim diye sıralarken padişah böyle bir insana kızını verebileceğini düşünmüş ve demişkiş sana kızımı vereyim..
Bu sözden sonra genç konuşmuş ve padişaha başından geçenleri ve alimin söylediklerini anlatmış demişki:
Ben ALLAH dedim siz koca padişah ayağıma geldiniz.Ben ALLAH dedim siz bana mal mülk verdiniz.Ben ALLAH dedim siz kızınızı verdiniz..ama ben şimdi bunların hiçbirini istemem…
Çünkü ALLAH bana yeter demiş..
Benimde içimde yer eden bu hikayeyi sizinle paylaşmak istedim.
Mesut Bey,sizin yorumunuz şiir gibi….