Kelimelerle bu gece için sözleşmiştim, gecenin en kör anında alacaktım kalemi elime ama dayanamadım. İçimi kavuran, dışımı savuran bu sızıyı yazmalıydım… Nedir diye merak etmeye pek luzum yok zira bir adı yok bu sızının… Hep sızlıyordu ya bu buruk yüreğim bu defada böyle sızlıyor işte, belki dün kazada hayatını kaybetmiş bir fabrika işçisi için, belkide maaşı geç yatmış mahallenin çöpcüsü mehmet abi’nin evdeki oğluna söz verdiği o şekeri alamayacağı için bilemiyorum ama buram buram yanıyorum…
Adım adım dolanıyorum bütün gün istanbul’u cıvıl cıvıl sahte yüzler arasında buram buram tütüyorum, tükürüyorum edepsizliğime bir ağız dolusu kusuyorum günahlarımı o tertemiz denize… Deniz, gemiler, bulutlar, martılar hepsini seyre koyuluyorum seyrimde seyredecek bir şey olmadığından mıdır bilinmez kendimden gitmek istiyorum… Suskunluğumun içinde derin bir düşünce alemini gizliyorum. Ama kimse bunu anlamıyor. Hep aynı soru “neye canın sıkılıyor”!? Canım sıkılmıyor aslında, canımı bu olanlar sıkıyor… Kendimi tanıyamaz oldum bu ara… Bir hattat eliyle yazılan nezaketle bir tevbe istediğim şu sıra… Yarından tezi yok gazetelere beni bulmaları için bir ilan vereceğim zira ben artık kendimi başka bir memlekette kaybolmuş gibi hissetmeye başladım…
fakir mes’ud
[mp3 autostart=”true” repeat=”true”]http://www.umutrehberi.com/mestmp39814/197-derdimendim.mp3[/mp3]
“Bir hattat eliyle yazılan nezaketle bir tevbe istediğim şu sıra…”
Özellikle fon müziğini çok beğendim, nedense gözlerim doldu aniden..
Hislerime tercüman olmuş bir yazı, yüreğine sağlık..
Sude
SEN KAYBOLMUYORSUN KARDEŞİM BİZ KAYBOLUYORUZ, MİLLETİMİZ KAYBOLUYOR HER AN HER SANİYE… ŞU MÜBAREK BAYRAM GÜNÜNDE SOKAKLARA ÇIKAMIYORUM İÇİM ACIYOR, TELEVİZYONLARA BAKAMIYORUM YÜREĞİM KANIYOR :( KAYBOLUYORUZ HEM DE EN KİRLİ ŞEKİLDE. TELEVİZYONLAR, KENDİMİZİ KAYBETMEMİZ İÇİN BAYRAM EYLECESİ ADI ALTINDA DANSÖZLÜ, SAZLI SÖZLÜ, ÇENGİLİ PROGRAMLAR YAPIYOR BİR BAYRAM NASIL HEDER EDİLİRİ İNCE İNCE DOKUYUP İŞLEMEYE ÇALIŞIYORLAR HÜCRELERİMİZE, BENLİĞİMİZE,GENÇLİĞİMİZE :( SOKAKLAR HELAL YAŞAMAK İSTEYEN İNSANLARA, HARAMZADELERİN HAZIRLADIĞI TUZAKTA, MODA’NIN PENÇESİNDE CAN ÇEKİŞİYOR. OLABİLDİĞİNCE BULDUĞUMUZ TÜM ÇİRKİNLİKLERİ DOLDURUYORUZ TESTİMİZE VE TESTİDE NE VARSADA O SIZIYOR EN SONUNDA DIŞINA HAMUŞ’UN DEYİMİYLE… EN SONUNDA İKİ MISRA KALIYOR HATRIMIZDA NECİP FAZILDAN;
”MÜJDELEYİCİM, KURTARICIM EFENDİM PEYGAMBERİM, SANA UYMAYAN ÖLÇÜ HAYAT OLSA TEPERİM”
RABBİM ÖLÇÜMZÜ EN SEVGİLİYE UYDURMAYI NASİP ETSİN, BİZLERİ KAYBOLUŞLARDAN KORUSUN KURTARSIN KENDİNE MÜMİN KULALRINDAN EYLESİN İNŞALLAH…