"Enter"a basıp içeriğe geçin

“…san” – 1

Ortalık sıcaktan yanarken “sen” başında İslam sancağını taşımanın ferahlığını yaşıyorsan, insanlar paralarını katlamak için banka banka dolaşıp faiz oranlarını hesaplarken sen hesapsız sadaka verebiliyorsan, kimileri yaşlıların elindeki çantaları alıp kaçarken “sen” onların elinden tutuyorsan, ortalıkda onlarca kadın hesapsız açılıp saçılmışken sen onları gördüğünde kafanı Allah için yere eğip yüreğini semaya çıkarabiliyorsan, bir ezan duyduğunda sohbetine devam etmek yerine saygı ile ezan’ı dinleyelim diyebiliyorsan, müezzin gamet getirirken sen nereye vardığının farkına varabiliyorsan, hafta sonları hangi barda kafamızı demleyelim yerine İnsanlara nasıl faydalı olabilirimin hesabını yapabiliyorsan, herşeyden sorumsuz milyonlarca insan arasından “sen” ben buradayım ve bu düzene karşıyım diyebiliyorsan, çiçekçide gördüğün bir gül’ün fiyat etiketine değilde içindeki kıvrımların hangi derinliklere “Kim” tarafından sevk edildiğine bakabiliyorsan, bir iş yaptığın vakit “Ben” değilde “Biz” yaptık diyip tevazuyu koruyabiliyorsan, geceleri yastıklar yerine kalemi kağıdı kendine yaren belleyebiliyor ve onlarla meşk edebiliyorsan, “ben” bu dünyada neden varım sorusunu kendine korkusuz sorabiliyorsan, acaba ne derler demeden kendi doğrularına korkusuzca koşabiliyorsan, mahallendeki çocukların Ailelerinin sorumsuzluğu senin rahatsız ediyor ve sen o çocuklar için bir şeyler yapmaya gayret gösteriyorsan, ne olacak bu dünya’nın hali demek yerine dünya için bir ışık yakma gayreti içerisindeysen, boş lafdan kaçıp her lafına “Besmele” ile başlayabiliyorsan, herhangi bir yerde bir gece vakti yürürken başını semaya kaldırıp bir yıldız belleyip kendine o yıldızı orada asılı tutan’ı düşünebiliyorsan, ben böyle kalamam! dahada ileri gitmeliyim diyebiliyorsan, bir gün doğrudan eve gitmek yerine yaşlı nineni hatrına getirip ilk onu ziyaret ediyorsan, yatsı ezanında bir günün nasıl güzel bittiğine kalben şahit olabiliyorsan, gökten inen nur damlaları ile ıslanabiliyorsan, bu kadar pervasızlık içinde sen pervane olabiliyorsan, İnsanlar seni yıldırmak için bir sürü olumsuzluk sayarken sen yalnızca düğmeni ilikliyorsan, İslam adına atılan her adımın arkasında Resul-i Ekrem vardır diyip daha bir şevk ile sarılıyorsan hizmete, O derdi kendine dert belliyorsan, yar değil yaren arıyorsan kendine, sigaraya, nargileye ona buna hesapsız harcadığın para ile bir ailenin üç çocuğunun ne kadar mutlu olabileceğini düşünüyorsan, hiç olmadık bir vakitte Ali Ulvi Kurucu’yu açıp ağlıyorsan hüngür hüngür ve ağlamak sana derin bir haz veriyorsa şayet ve utanmıyorsan o göz yaşlarından saklamıyorsan onları, korkmuyorsan, İnanıyorsan, Seviyorsan…

“Sen” bu dünyadan çoktan vazgeçmiş olanlardansın demektir…

mes’ud

[mp3 autostart=”true” repeat=”true”]http://www.umutrehberi.com/mestmp39814/197-derdimendim.mp3[/mp3]

5 Yorum

  1. Rb Rb 10 Ağustos 2009

    bu kadar pervasızlık içinde sen pervane olabiliyorsan’ Güzel için yanabiliyosan…
    Kalem Kelam Sahibinden beslenince değmeyin Oku’mada ki keyfe..

    Arka fonda Konuşma içeren bir fon olmasa insan kendini yazıya daha fazla verebilir,ya da bir hicaz taksim,ya da Hicaz Saz Semaisi…

    Hû ile.

  2. SAADET SAADET 10 Ağustos 2009

    çok güzel bi yazı mesut bey.. emeğinize sağlık.. kaleminiz çok iyi .. bizede bu yazıları okumamıza vesile oluduğunuz için çok teşekkürler.. hayırlı günler..
    slm ve dua ile..

  3. ummglsm ummglsm 10 Ağustos 2009

    …………….islam adına atılan her adımın arkasında Resul-i Ekrem (SAV) vardır………..varolacaktır……..ebeden……

  4. kerim kerim 17 Ağustos 2009

    Ellerine Sağlık Mesut.

  5. sümeyra sümeyra 25 Ağustos 2009

    mesut bey tevafuken okudum yazınızı. kitaba geç başlamışsınz ama yazı geçmişiniz var sanırım, tebrikler. yalnız kendiniz için değil görmedikleriniz için dahi dertlenmek gerçek inancın göstergesi olsa gerek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir